SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5106 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ ح و حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُؤْتَى بِالصِّبْيَانِ فَيَدْعُو لَهُمْ بِالْبَرَكَةِ زَادَ يُوسُفُ وَيُحَنِّكُهُمْ وَلَمْ يَذْكُرْ بِالْبَرَكَةِ

 

Âişe (r.anha)'dan demiştir ki:

 

"(Yeni doğan) çocuklar Rasûlullah (s.a.v.)'e getirilirdi. (Hz. Nebi de) onlara bereketle dua ederdi."

 

Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi bana rivayet eden diğer şeyhim) Yusuf (İbn Musa bu rivayette): "Ve onlara tahnikte bulunurdu" (cümlesini de) ekledi. Fakat (Osman b. Ebî Şeybe'nin rivayetinde bulunan "Onlara bereketle (dua ederdi" cümlesini) rivayet etmedi.

 

 

İzah:

Tahnîk: Hurma ve benzeri birşeyi ağızda çiğnedikten  sonra çocuğun damağını onunla ovmak demektir. İbn Hacer tahnikin çocuğu yemeye alıştırıp takviye etmek için ya­pıldığını, tahnikte en uygun olan gıdanın kuru hurma olduğunu, yokluğu halinde taze hurma veya tatlı birşey tatlılar arasında evleviyetle anbali, bunlar da yoksa ateş değmemiş birşey olması gerektiğini kaydeder.

 

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif, yeni doğan bir çocuğun, ağzı­na konacak ilk gıdaya çok önem verip bu işle Hz. Nebiin bizzat il­gilendiğini ifade etmektedir. Hz. Ali'nin rivayet ettiği diğer bir hadis-i şe­rifte de "Hz. Nebiin torunu Hz. Hasan doğduğu zaman, onun ağzına Hz. Ali'nin tesbit edemediği bir şey koyduğunu bu sebeple de Hz. Ha-san'm Hz. Hüseyn'e nazaran daha bilgili olduğu ifade edilmektedir.

 

İslam terbiyecileri bu sünneti çocuğu bir âlime götürerek tahnik ettir­mek suretiyle ibka ettirmişlerdir."

 

Bu sünnetteki hikmet çocuğun ağız kaslarını, çene nahiyyelerini hare­kete geçirip kuvvetlendirmek ve böylece anasının göğsnü daha çabuk tut­masını sağlamaktır. Ayrıca bunun ruh üzerinde bir takım olumlu tesirleri düşünebilir. Bu bakımdan belirtilen sünneti, takva ve salah ile bilinen, ta­nınan bir kişinin yerine getirmesi, böylece çocuğun mübarek ve takva ile mevsuf bir kişilik kazanması bakımından daha uygun olur.